KIRK KÜÇÜK İNCİ

Kirk Küçük Inci Kimlik Konuk Defterim Favori Sitelerim Foto Albüm Önsöz Ögüt Kitaplar Sevgi Dogruluk Vatan Birlik Ana Bayrak Zaman Sorumluluk Yalan Istiklâl  Hürriyet Hayat Deger Verme Söylemez Sultan Ayna Kiskançlik Mektup Can Serenler Eglen Güllü Altin Yaprak Cumhuriyet  Merak Türk Olmak Çiçekler  Umut Yazmak Hasret Güven Türk Mucizesi Okumak Olsaydim Yalnizlik Çocuklar Basari Çagdas Uygarlik Kader Masali Son Söz Mektup



Oyhan Hasan Bıldırki - İbrik 

ÖNSÖZ

Bir dizide kırk küçük incisi varmış.

       İki kardeşten birinin, bir dizide kırk küçük incisi varmış. Onları, başkaları gibi boynuna takmaz, ortalığa çıkarmazmış. Parıl parıl yanışlarını seyreder, ışıklarının tadına doyamazmış. O ışıklar duygu, düşünce yüklü, sevgi doluymuş.
       Bir gün Hilâl, kardeşi Oğuz'u çağırmış. Kırk küçük incisini ona da göstermiş.
       - Şu ışıklara bak! demiş. Ne kadar güzel değil mi? 
       Kardeşi, ışıklardan daha çok, incilere dalmış. Güzelliklerine hayran olmuş. Aklına, boncuk oyunu düşmüş. Onlardan birkaçının da sahibi olmayı istemiş. Ablasına, görelim ne demiş?
       - Can ablam, güzel ablam! Aklım ışıklarda değil, incilerde. Az da olsa, onlardan birkaçını, bana verir misin? Misketlerimin yanında parıldayan inciler... Herkes buna şaşar değil mi?
       - Can ablan sana kurban! Fakat yanlış düşünüyorsun. Herkesi şaşırtmayı istiyorsun. Oysa parlayan incilerle onları imrendirmektense, yanlış yolda arzularını kabartmaktansa, misket oyununda akıllarını başlarından çekip almaktansa, çağıralım, bırakalım, bu güzel ışıkları onlar da görsün, duysun, bilsin, anlasınlar. Hepimiz bir arada eğlenelim, donanalım. Ne dersin?
       - İncilerden şunları, şunları isterim.
       - Faydasız. Veremem!
       - Kıskanç seni!
       - Elbette! Değerliyi kıskanmalı, onu korumalı fakat yalnızca kendimize saklamamalıyız.
       Oğuz diretmiş. Hilâl, incilerin üstüne kapanmış, kol kanat germiş. Onları saklar olmuş. Gündüzler, geceler gibi kararmaya başlamış. Ortalıkta tatsız tuzsuz bir havadır, estikçe esmiş. "İsterim!", "Vermem!" deyişler uzamış. İnci dizisinin kordonu "çıt" etmiş, kopmuş. Kırk küçük inci dağılmış, sağa sola sıçramış. Bir sihirli el ortaya çıkmış. Gökteki, yerdeki kırk küçük inciyi derlemiş, toparlamış, bütün çocuklara armağan etmiş.
       Gökten üç elma düşmüş. Ama, ne elma?
       Biri yazana, biri okuyana, biri de dinleyene!

       Oyhan Hasan BILDIRKİ